1 Ocak 2008 Salı

BARIS D. ÇOCUK MERKEZİ

NÖROLOJİK BOZUKLUKLARDA FİZİK TEDAVİ VE
REHABİLİTASYON

· Yeni doğan
·
Serebral Palsi
·
Spinal Muskuler Atrofi
·
Konjenital Myopati
·
Konjenital Muskular Distrofi
·
Spinal Bifida
·
Tortikolis
·
Brachıal Plexus Felci
·
Down Sendromu
·
Otizm
·
Öğrenme Güçlükleri
·
Retardasyonlar


YENİ DOĞAN
Erken doğum ve riskli doğumlardan sonra yoğun bakıma alınan yenidoğanlara yoğun bakım rehabilitasyonu uygulanır.



SEREBRAL PALSİ
Serebral palsi vücut hareketlerini ve kasların uyumlu kullanımını etkileyen bir grup bozukluğa verilen addır. Serebral palsi ilerleyici değildir. Beyin gelişimi gebeliğin erken dönemlerinden itibaren başlar ve çocukluk çağında devam eder.Doğum öncesi,doğum ve doğum sonrası oluşan herhangi bir olumsuzluk nedeniyle, beyne zarar veren herhangi bir olay serebral palsiye neden olur. Bu hasar beyinden vücuda ve vücuttan beyne gelen uyarıları bozar. Serebral palsi her çocukta değişik ağırlıkta ve tiptedir. Beynin hasar gören bölümüne göre spastik çocuklarda şu bulgular olabilir:

- Kaslarda sertlik veya kasılmalar
- İstemsiz hareketler
- Yürüme ve koşma gibi kaba motor hareketlerde zorluk
- Yazı yazma veya düğme ilikleme gibi ince motor hareketlerde zorluk
- Algılama zorluğu
- Konuşma problemleri
-Sosyal problemler



KONJENİTAL MYOPATİ
Çeşitli tiplerdedirler.Bunlar genetik geçişlidirler.Fakat hepsinin nedeni başka başkadır;örneğin bazıları X e bağlı geçişli,bazıları otozomal resesif geçişli , bazıları ise otozomal dominanttır.
Klinik görünümlerinde doğumdan itibaren adale zayıflığı,motor gelişim evrelerinde kayma,gecikme,anormal yürüme paternleri,skolyoz gibi duruş bozuklukları görülür.Adale zayoflığı yavaş ilerlediği için fizik tedavi ve yardıcı cihazlar çok önemlidir.
KONJENİTAL MUSKULAR DİSTROFİ
Otozomal resesif geçişli ailesel bir hastalıktır.Çeştli tipleri vardır.Doğuştan itibaren yada daha ileri yaşlardan itibaren ortaya çıkan tıpleri vardır.En sık rastlanan Duchenne Musculer Distrophidir.X e bağlı resesiv geçişli genetik hastalıktır.3-4 yaşından itibaren adele zayıflığına bağlı postür bozuklukları görülür.Lordoz artar Parmak duruşu başlar , yavaş yavaş bağımlı hale gelebilir.




SPİNA BİFİDA
Myelodisplazi yada meningomyelosel olarakta bilinir.Omurgaların çeşitli seviyelerde gelişiminin tamamlanamamış olmasıdır İki tipe ayrılır:Spina bifida aperta ve spina bifida okülta .Spina bifida apertada görülen belirtiler ve problemler daha ağırdır.
Tedavisinde,en erken dönemde cerrahi müdahale çok önemlidir.Yine arkasından başlayacak olan doğru ve yoğun fizik tedaviyle,hastanın bağımsızlığını kazanmasına ve deformite gelişiminin önlemesine yardımcı olunmaktadır.Çeşitli yardımcı cihazlarda tedavide büyük rol oynar.


TORTİKOLİS
Bebek doğduğu andan itibaren başını her iki tarafa sternokloidomastoid (scm) kasının yardımıyla çevirebilmektedir. Bu kasın herhangi bir nedenle uzaması yada kısalması sonucu kasta kansızlık oluşur.Bu nedenle kontraktür gelişir.Kasın içinde 8.günden itibaren bir sertlik oluşur.Zedenlenmiş adelenin olduğu tarafa baş arkası çevrilir.,yüz karşı tarafa doğru bakar.Bu şekilde başını hep tek yanda tutmaya çalışan bebeklerin kısa zamanda teşhisi konup vojta tedavisine başlamalıdır. Eğer vojta uzmanı yoksa klasik egzersiz ve pozisyonlama uygulanmalıdır. Çocuğun karyolasını ,yüzü , döndüremediği tarafa dönecek şekilde ayarlanmalıdır. Yan yatırıldığında kulakla-omuz aralığı dar olan tarafa ince bir yastık konarak yatırılmalı , diğer tarafa yatarken ise yastıksız yatırılmalıdır. Çocuk fizyoterapistinin göstereceği şekilde germe ve kuvvetlendirme egzersizleri uygulanmalıdır. Zamanında egzersiz programı uygulanmazsa şu problemler görülür







BRACHİAL PLEXUS FELCİ
Brachial plexus'da tam ve kısmi yaralanmalar görülebilir.
Üst brachial plexus yaralanması(erb-duchenne): C5- 6 da zedelenme vardır. Zor doğumlara bağlı olarak genellikle çocuklarda görülür. Felce bağlı olarak kolda abduksiyon, external rotasyon kaybolur. Ön kolda flexion ve supinasyon zayıflar. Duyu bozukluğu deltoit üzerinde ve ön kol dış yan kısmındadır. Genellikle plexusun baş ile omuz arsındaki açısı genişlemesine takiben gerilmesi halinde oluşur. En sık sebep doğum sırasında bebeğin kolunun aşağıya ve arkaya doğru çekilerek zorlanmasıdır.
Orta brachial plexus yaralanması (C7): Genellikle alt ve üst brachial plexus zedelenmesiyle birlikte olur, ender olarak tek başına görülür. Semptomları m.Triceps paralizisi, el bileği ve parmak ekstansörlerinin zayıflığıdır. Düşük el görülür.
Alt brachial plexus lezyonları (klumpke): C8, T1 lezyonudur. Düşmelerde abdüksiyondaki kolun, traksiyonu veya zor doğumda görülebilir. Elin küçük kaslarının paralizisi ve atrofisi ile karakterize edilir, pençe el oluşur. Duyu bozukluğu elin ulnar kısmındadır. Deri ödemi, siyanoz, trofik tırnak değişiklikleri olabilir. T1 sempatik liflerinin lezyonuna bağlı olarak Horner sendromu da görülebilir.Genellikle baş ile omuz arasındaki açının daralması görülür. Hipotenar ve interoseos kaslarda zayıflık , atrofi ve kol ile elin iç yan kısmında duyu kusuru oluşur. Parmak abdüksiyon ve addüksiyon zayıflık görülür.

DOWN SENDROMU
Down Sendromu insanlarda en fazla görülen kromozom anomalisidir. Kromozom sayısı 46 olması gerekirken, sayı Down Sendromlu bireylerde 47dir. İnsanlarda çift halinde bulunan kromozomlardan 21.sinde Down Sendromlu bireylerde çift yerine üç adet bulunur. Down Sendromu bir hastalık değildir, genetik bir farklılıktır. Down Sendromuna yaklaşık olarak her 600-700 canlı doğumdan birinde her yerinde ve tüm insan ırklarında Down Sendromu mevcuttur ve zamanla ortaya çıkan bir durum değildir. Down Sendromlu insanların, insanoğlunun oluşumundan beri var olduğu düşünülmektedir

OTİZM
Otizm, değişik etiyolojilere bağlı olarak,beyinde aynı fonksiyonel nöroanatomik sistemde nörobiyolojik bir bozukluğa neden olarak iletişim ve sembolik oyun etkinliği alanlarında ciddi sorunlar ve stereotipilerle karekterize davranışsal olarak tanımlanan bir sendromdur. Otizm genellikle 3 yaş öncesinde ortaya çıkar.
ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİ
Özel öğrenme güçlüğü,bir çocuğun zekası normal ya da normalin üstünde olmasına rağmen,okuma yazma veya matematik becerilerin de yaşıtlarına ve zekasına oranla düşük başarı göstermesidir. Öğrenme güçlüğü gelişimsel bir sorundur. Yaşam boyu süren bir bozukluktur. Dil gelişimi, okuma, yazma, matematik becerilerini etkileyen bir sorun olduğu için bireyin eğitimini, mesleğini, sosyal ilişkilerini, günlük aktivitelerini, benlik saygısını etkiler. Çocuğun zihinsel yeteneği olmasına rağmen, akademik açıdan gerilik göstermesi öğrenme güçlüğünün en belirgin özelliğidir.
HAFİF MENTAL RETARDASYON
Zihni yetersizlik türlerinden olan Hafif Mental Retardasyon, tüm zihni yetersizlik grubunun yüzde seksen beşini oluşturan formdur..Bu formun diğer bir adı da ''öğretilebilir'','' öğrenim görebilir'' gruptur. Bu tür çocuklar, 0-5 yaşları arasında sosyal ve iletişimsel becerileri açısından normale çok yakın gelişme gösterirler ve diğer çocuklardan ayırdedilmeleri daha ileri yaşlara kadar oldukça zordur. Gecikmeli olarak ilkokul eğitimi yapmaları mümkündür. Genellikle ergenlik çağının sonlarına doğru ilkokul öğrenimini bitirebilirler. Tabii bu, uygun tedavi ve eğitim ile gerçekleşebilir.

AĞIR MENTAL RETARDASYON
Ağır ve çok ağır Mental Retardasyon grubuna giren çocuklar. Bu iki gruba giren çocukların akademik öğrenim görmeleri mümkün değildir. Yalnızca bu dilimin üst sınırında yer alanlar , uygun eğitim, destek ve bakım ile basit beceriler kazanabilirler. Örneğin alfabeye aşinalık kazanabilir ve ezberledikleri bazı kelimeleri okuyabilirler. Tabii bunlar basit kelimelerdir. WC- kadın, erkek, stop ve buna benzer kelimeleri okuyabilirler

Hiç yorum yok: